Anlamlı Sözler










Birşey kazanmak istiyorsan herşeyini ortaya koymalısın.


Bi ara dön bak dünyaya, kaybettiklerini düşün. Onların yerini bir daha dolduramayacağını düşün. Geride bıraktıklarını düşün. Geri dönmek için gerekli olacaktır.

Çok bildimlik yaparsan çok düşmüşlük yaşarsın, yok derdimlik yaparsan dert görünce saparsın. Dünyaya ademoğlu olarak gelmek, insan olmaya yetmiyor..

Kaybedilen her bi öz, ağlamaklı her bi göz, bir kör düğüm oldu, çözebilirsen hadi çöz.

Ne olurdu bir yaprağın daha olsaydı, bak sevmiyor işte hain papatya!

Yaşamak ölmekten daha zorsa, ben mi çok korkağım? yoksa cümle alemde deli cesaretimi var?

Kolumda üç beş jilet yarası oda şerefsizin hatırası..

Yanlış bir hayat, asla doğru yaşanmaz.

Düşmezse düşmesin yakamızdan ÖLÜM! Bizimde dünyamızda sabah olacak GÜLÜM. Gidene yol vereceksin ki, yerine gelen ayakta kalmasın.

En anlamlı yemin söz vermektir, en büyük intikam affetmektir, en adi söz hiç sevmedim demek; ve en güzel cevap gülüp geçmektir.

Ağlanacak halimize gülüyoruz der kızarlar. Oda birşey mi? ben ölünecek halime yaşıyorum.

Durumum çevrimdışı, beynim meşkul, ruhum hemen dönecek, aklım darda, elim telefonda, kalbim sende..

Babannem hep derdi acı iştahı acar diye harbiden de öyleymiş insan acı çektikçe daha çok istermiş..

Hayat öyle bir noktya getirir ki insanı; Eskiden “hiç bitmesin” dediğin günlere, Keşke hiç yaşamasaydım dersin..

Bir kadın, hem güzelliğinin farkında olup, hem de mütevazi kalabiliyorsa, güzel bir kadından önce, güzel bir insandır.

Senin inanmadığın o sevgiye ben binlerce kez gözyaşı döktüm.

Bir zamanlar ardından bakar ağlardım şimdi dönüp ardıma bile bakmam. Bir zamanlar uğruna dünyaları yakardım şimdi şerefsizim kibrit bile çakmam!

Evdeki bayat ekmek gibiydin, ben sana nimet deyip başımın üstünde tutarken; sen başkalarının çöplüğünde küflenmeyi tercih ettin..

Boşver be kalbim kimse anlamasada bilmesede yorulduğunu.. yaradan bilir doğruluğunu..

Henüz layik degilken tomurcuk kadar aşka, sana gül bahcesini kim acar benden başka.

Aşk öyle iğrenç bir duygu ki nerde imkansız varsa gelip onu seçer! Şunu asla unutma; Gülerken kaybettiklerini, ağlayarak kazanamazsın!

Ey dünya! Sen dönüyorsun onu anladık da bu insanlar senden daha hızlı dönüyor, hemde ortada hiçbir yörünge yokken.

Bazen güldüm, bazen ağladım. Hayatı yaşanır sandım, yanıldım. Yüzüme gülenlere hep inandım. Ben herkesi kendim gibi sandım.

Hiçkimsenin umudunu kırma belki de sahip olduğu tek şey odur.

Mutluluk mu? En son annem bana oyuncak bebek aldıgında yaşamıştım o duyguyu..

Evet kabul ediyorum 2 yüzlü biriyim. “O” yanımdayken gülen, “O” giderken ağlayan bir yüzüm var..

Ben seviyorsam sen bahanesin.”

Hani derlerya elimi sallasam 50 si die 1 tane olsun sonsuz olsun 49'u aşkıma kurban olsun.

Hayattan aldığım en büyük ders: Sevgisiyle karşında sapasağlam duramayan birine, asla yaslanmayacaksın.

Mezara gerek yok! “O”nun 2 dudağının arasına gömün beni.. yakından görmek istiyorum elveda diyen katilimi..

Yetmedi tek sevda sana, olamadın tek yürekte ve yüreklice sevmeyi öğrenemedin. Benden kattığın o yürek sana çok geldi.

Rüyanda görüyorsan onu özlemişsindir, rüyanda görmek için yatıyorsan; sevmişsin demektir.

İtiraf etmeliyim ki seninle herşey güzeldi.. Ama; yine söylemeliyim ki sensiz daha güzel.

Ne için gittiğini bilmiyorsan, nereye gittiğinin hiç bir önemi yoktur.

Silaha susturucu takmak silahın özelliğini deyiştirmez, sadece sesini azaltır, ateş edilen hedefi yine etkisiz hale getirir.

Arkadaşlar hayat ne garip değil mi? Birisi arabamı hazırlayın diyebiliyorken, diğeri abi 25 kuruş eksik binebilir miyim? diyor.

Hesabını veremeyeceğiniz işlere kalkışmayın.. Çünkü öteki tarafta bulaşık yıkatmıyorlar.

İyiyim’ deriz ya hep, alışkanlık bizimkisi.. Peki karşındaki kişi de gerçekten nasıl olduğunu merak mı ediyor sanki..

Eğer ‘unutmak’ 7 harfi yanyana getirmek kadar kolay olsaydı, biz de 5 harfi yanyana getirip ‘mutlu’ olurduk.

Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine doru yiğidin iyisine deli derler.

Eskiden 1 kızı 100 kişi ister 1 kişi alırdı, ama şimdi 1 kişi istiyo 100 kişi alıyor.

Şunu asla unutma; Gülerken kaybettiklerini, ağlayarak kazanamazsın!

Ne dostu dost tanıdım kendime, nede düşmanı düşman saydım kendime, gün gelir; Dostun düşman, düşmanın ise dosttur sana..

Dost sanma her zaman yüzüne güleni, gül de güzel kokar fakat sonra batar dikeni..

Fakiri fakir eden kuru inat, zengini fakir eden hayırsız evlat, memuru fakir eden süslü avrat.

Sevmek adam asmaca oynamak gibidir. Yanlış kişiyi seçersin ve oyun başlar. Sen doğru kişiyi bulana kadar asılırsın ve oyun biter!

Herşey güzelde birde senin için çarpan kalbin saat gibi olmasada her saat başı seni sen geçmese..

Aşk öpüşmekten dudakları morarana değil seni seviyorum derken yanakları kızarana yakışır.

Sen, seni seveni görmeyecek kadar körsen sevende seni sevmeyecek kadar onurludur.

Vurdum hayatın dibine kadar, ama asıl sana vurmalıymışım yüreğimde acılar dinene kadar.

Olan hep çok sevene oluyor, sevilen ise egosunu tatmin ediyor.

Kimsenin sevabını istemiyorum günaha sokmasınlar yeter ki.

Senin ruhun benim ruhumun önünde diz çöküp tövbe eder!

Öyle bir gel ki bana facemdeki ilişki durumum değil, Kimliğimdeki medeni durumum değişsin.

Sığmadın içime sevgili, bu yürek bu şehir ve özünü bulduğun şu garip sevda sana dar geldi.

İnsanlar eğlenebildikleriyle arkadaş olurlar, anlatabildikleriyle dost, ağlayabildikleriyle kardeş. Bazen 50 kişi beğensin diye değil, 1 kişi görsün diye yazarsın sözleri..

En sevdğim hayallerimi en büyük kabusa çevirenleri elbet en tatlı rüyanlarndan uyandıracağım.

Herkes pinokyo gibi insana dönüşme şansı bulamadı, kimileri hala odun kaldı..

Öyle bir öleceğim ki; Otopsi raporu ölüm sebebimde aşırı dozda yalnızlık yazacak.

Ben seni niye engeliyeyim güzelim sen doguştan engellisin!

Sana dair evde ne varsa herşeyi topladım.. son kez bir baktım.. bu sefer acıyı içime atamadım ve herşeyini yaktım!

Gözlerin ne kadar güzel olursa olsun edebli bakmasını bilmediği sürece bakışların sadece şeytan için önem arz eder.

Önemli olan medeni halinin bekar olması degil. Bekâr halinin medeni olması.

Hadi, tut! İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırıncaya dek bırakma sakın ellerimi.


Diyecek kimsem yok ki.. Sonsuz sevginin sıcaklığı kadar büyük olsada yüreğim; senden başkasını sığdıramayacak kadar da küçülür aslında..


Özlemek güzeldi seni, taki senin özlenmeyi hobi edindiğini anlayana kadar..


Bir şairin göz yaşı ağlatanın felekati olurmuş. Ağlatanın arsızca gülmesi şairin şiirinde lanet bulurmuş.


Yastığa başını koyduğunda başlar asıl macera göz yaşların intihar eder. Tek tek gözlerinden yastığa dertleşirsin yalnızlığında..


Hiç kimse bir gülümsemeyi satın alabilecek kadar zengin değildir. Ama çok kimse gözden yaş akıtabilecek kadar ucuzdur.


Neden evlilik yüzüğü, yüzük parmağına takılır ki? Çünkü başka hiç bir parmağımızdan, direk kalbe giden bir damar yoktur.


Susmak kabullenmek değil cevaptır anlayabilene..


Bil ki kısa cümleler kuruyorsa insan uzun yorgunlukları vardır sadece..


Pardon, buralarda bir kaç kırık kalp gördünüz mü? Size soruyorum bayan; Hiç aynı kalpte defalarca dirilip öldünüz mü?


Çektiğin acı kadar olgunlaşırsın diyorlar. Olgunlaşa olgunlaşa çürüdük! bilmiyorlar.


Elimi sallasam ellisi diye birşey yok güzelim; Daha dördüncüde ‘Kaşar’ damgası yersin.


Şeytan insanın damarlarında kanın dolaştığı gibi dolaşın, dikkat edin onu açlıkla ve susuzlukla sıkıştırın.


Maalesef doğmuşum bir kere, mecburen yaşıyorum. Doğarken neden ağladığımı yaşarken anlıyorum.


Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor. Sadece sen, yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun.


Birini özlediğinizde üzülmek yerine özleyebilecek birine sahip olduğunuz için kendinizi şanslı hissetmeniz gerektiğini farketmelisiniz.


“İhaneti” giymişsin yine üzerine.. Ben sana demedim mi bu kadar şık olma sen her halinde “şerefsiz”sin.


“Değiştin”diyorlar; Hayır, kabul etmiyorum! Sadece artık daha uzun uzun susabiliyorum.


Öyle bir çık ki karşıma “Her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi, az kalsın ölüyormuşum gibi” hissedeyim seni..

Birbirimiz gözlerinin içine bakıp sevgimizi itiraf edememekti aşk. Ve gözlerinin içine bakıp nasılsın arkadaşım demekti intihar.

Kurduğumuz tüm hayallere rağmen değişmeyen dünyanın şerefine.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

İnsanları yalan söylediklerinde dinlemeyi severim. Çünkü; olmak istedikleri ama olamadıkları insanları anlatırlar.

Kendinden nefret edip ayna parçalamak kolay, sorun sonrasında ortaya saçılan binlerce “seni” kim temizleyecek..

Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum. Çünkü, onlar düşe düşe yüzmeyi öğrenmişler.

Biz, aynı tavla tahtasında farklı iki pul gibiyiz. Öyle ya, ‘Birbirimizi kırmadan oyunu bitiremeyiz.’

Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır.

Yaralarımda saklıyorum seni. Unutur gibi olunca kanatıyor, hasret gideriyorum. Zaman kapatıyor, ben kanatıyorum habire..

Birisi bana ‘Napıyorsun’ diyince, kısık bir sesle ‘Hiç’ diyorum. Kimse anlamıyor; H’ayatın İ’çinden Ç’ıkamıyorum.

Bugünlerde aklıma gelen başıma geliyor nedense, Bir de gönlümden geçen yanıma gelse keşke.

Avuç dolusu gözyaşıyla yıkanmış bir Aşk’tık biz, ve kucak dolusu hoşçakalların gözünden düştük.

Bir kadının içindeki masum meleği erkek keşfeder; ama o meleğin tüm masumluğunu yok edecek olan yine erkektir.

Tek dileğim ne biliyor musun? Gözlerimi kapamış senli hayaller kurarken, gözlerimi açtığımda yanımda olman.

Bazen doğru olanı yapmak için en çok istediklerimizden vazgeçmemiz gerekir. Hayallerimizden bile..

Yolcu denmez her gidene, herkes o yolun taraftarı olmayabilir. Hiçbir sürgün, gittiği yolu sevmez mesela..

Bir fincandaki kahve gibidir hayat. Bazen tatlı bazen değildir. Önemli olan kahvenin tadı değil zaten, onu kiminle içtiğinizdir.

İnsan; Geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir.

Ayrıldıktan kısa bir süre sonra başladığı yeni ilişkisinin temelleri senin elini tuttuğu günlerde atıldı..

Sen, seni çok sevdiğine inanırken. Beni aşkın yağmur olup yağdığı, zamanın aşka kurulduğu, aşkın zekât olarak verildiği coğrafyalara götürsünler istiyorum.

Yıllar sonraya yazılmış bir mektup gözlerin. Zarfı dalgınlıkla kapanmış ve bana hiç açılmayacak.

Bütün bi geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatamazsın. Önce içine atarsın, sonra susarsın. Hani zorlasan diyorum biraz.. soran olursa şayet; zorla güzellik olmadı deriz, sebebimiz olur en azından ayrılığa..

Bazen iyiyim dediğinde daha fazla soru sormaması gerektiğini anlayan insanlara da ihtiyaç duyarsın.

Hayatımdaki bütün gölgelere ve bütün karanlıklara teşekkür ederim; onların sayesindedir ki ışığı şimdi eskisinden çok daha fazla seviyorum.

Bir kadın söyleyecek çok şeyi olduğu halde susuyorsa suskunluğu bazen sağır edici olabilir.

Sensizliğe yenilmek, sana yenilmekten zor olsada..

Ardımda bir sürü “belki”ler bırakarak, seni içimden terk ediyorum.

Zor mudur gözlere bakarken aşkı görmek? Yoksa sadece aşk mıdır gözlerdeki tek gerçek?

Ekmeğime hoşçakal sürdün ya sen, ben şimdi ‘aşk’ karınla; sana, ne şiirler yazarım.

Şimdi benim son diye bitirdiğime, kim bilir kimler ilk diye başlayacak.

Tamam mesafeler aşka engel değildir ama, Ben burada ağlasam onun yanakları ıslanır mı orada?

Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını; Herkesin yüzü ıslak, başları eğik, herkes benim hep olduğum gibi..

Hayatta varolduğu için düşlenen şeyler ve düşlendiği için var olacak şeyler vardır.

Bilmem ki; karşılassak bile hatırlayabilir miyiz birbirimizi yeniden? İkimizde artık bir başkasıyken.

İyi bir kadınla iyi bir erkek birlikte değildir. Çünkü kadınlar, kötü erkeklere aşık olup, iyi erkeklerle dertleşir.

Ey Yalnızlık! Herkesin koynuna girip çıkarsın da, bir tek benimle mi düzenli bir ilişkin var.

Gitme zamanı gelmişse ‘dur’ demenin; Zaman geçmişse ‘dön’ demenin; Ve aşk bitmişse ‘yeniden’ demenin. Hiçbir anlamı yoktur.

Eğer iki insanın birlikte olması gerekiyorsa, eninde sonunda birbirlerine dönmenin bir yolunu bulurlar.

Al yalnızlığını gel! Korkma, sıkılmayız. Senin yalnızlığın benim yalnızlığımla konuşur, biz ikimiz susarız.

İnsan birşeyi elde etmek için çabalar. Onu elde edince de bir kenara atar.

Gerçek değerini ise onu kaybedince anlar. Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık! Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık.

Kopan bir ipe düğüm attığınızda, ipin en sağlam yeri o düğüm olur. Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan yer o düğümdür.

 Yağmur olsan binlerce, damlanın icinden bulur yere düşmeden tutardım seni, korkardım çünkü; toprak aldığını vermiyor geri..

Bazen diyorum ki; ne olacak söyle gitsin.. Sonra diyorum; söyleyince ne olacak, sus bitsin!

Her şeyi silmek gerekse önce senden başlardım. Çünkü sen olmayınca hiç birşeyin anlamı kalmaz.

Sen daha çocuksun’ derdi annem, aşka yeltenirken. Peki şimdi büyümüş müyüm anne?’ ayrılığa ağlarken.

Yükle yalnızlığının bütün gri bulutlarını sırtıma.. Vücudum yağmur sonrası toprak koksun.

Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç! Hatırlamak için bir hafızamız varken, unutmak için elimizde hiçbir şeyin olmaması; hayatın bize attığı en büyük kazıktır.

Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma.”

Sizin hiç, varlığı yokluğunuz olan bir aşkınız oldu mu?

Bazen bir şeyler yazarsın ona, yazar silersin.. yazar silersin.. O hiçbirini okumamış olur ama sen hepsini söylemiş olursun.

Şimdi sen; Uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, yoksa tutmayacak bir ele uzattığın için, kendine mi kızgınsın?

Sen bana mı soruyorsun yalnızlığı sever misin diye ? Ben ki; ‘çayı bile iki şekerli içerim, birlikte erisinler diye’..

Tesadüfen gelmişim hayata, mecburen yaşıyorum. Doğarken neden ağladığımı yaşarken anlıyorum..

Düşman isterseniz dostlarınızı geçmeye çalışınız. Dost isterseniz bırakın dostlarınız sizi geçsin.

Doğruluk sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar. Sorunun kendinde olduğunu anlamayan insanlar, çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur.

Caresiz kaldiginizda bilin ki tek care yine kendinizsiniz…!

Kelimelerin gucunu bilmiyorsan insanlarin kuvvetini asla tahmin bile edemezsin…!

Hayatta en aci sey ;Insanoglunun yasam surecindeki kacirmis oldugu firsatlardir…!

Kucuk seylere gereginden cok onem verenler , elinden buyuk is gelmeyenlerdir

Hepimiz hayatin kisaligindan söz ederiz de, bos geçen zamanimizi nasil kullanacagimizi bilmeyiz

Böcek olmayi kabullenenler, ezilince sikayet etmemelidirler.

Askin ilk solugu mantigin son solugudur.

Karanliklara sitem edecegimize hepimiz bir mum yaksak, karanliklar aydinliga donerdi..

Gomlegin ilk dugmesi yanlis iliklenince digerleri de yanlis gider.

Dostu da severim düsmani da. Çünki dost gücümü, düsman ise ödevimi gösterir.”

Asla birilerinin umudunu kırma. Belki de sahip oldukları tek şey odur

Düşmanların en büyüğü düşmanlığını gizleyendir.

Testinin içinde ne varsa dışına da o sızar.

Pencereden bakan dışarısını görür. Pencereye bakan ise camın kirini.

Meyvası çamura düşüyor diye ağaca mı lanet edilir?

Devler gibi eser vermek için karıncalar gibi çalışmak gerekir.

Erişmek istedikleri bir hedefi olmayanlar, çalışmaktan da zevk almazlar.

Başkalarını avutmakla kendi acılarını unutursun.

İnsanın yapabileceği en büyük fenalık, kendisine olan güvenini kaybetmesidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder